Son zamanlarda çocuklarda en sık karşılaşılan problemlerin başında arkadaşlık ilişkileri geliyor. Bizler çocukken arkadaşlarımızla küserdik, barışırdık, oynardık, kimse farkında olmazdı, kendi kendimize de çözerdik. Ama şimdi işler değişti. Artık arkadaşlık problemleri çocukların ve ailelerin zihinlerini çok meşgul ediyor. Hatta buna isim de kondu: Akran Zorbalığı.
İnsan ilişkilerinde sorun yaşamak her yaşta insan için can sıkıcı. Özellikle de çocuklarımız söz konusu olunca. Ama her durumda can sıkıcı mı olur bu durum? Yoksa bazı durumlarda fırsat eğtimine çevirebilir miyiz? Bunun üzerinde biraz düşünmek lazım.
Özellikle ilkokul çağındaki çocuklar sürekli başkalarının davranışlarını ailelerine anlatırlar. Çünkü bu dönemde çocuk, kendinde gelişmekte olan ahlak duygusu ile kendi akıl yürütme biçimi arasındaki bağ kurmaya çalışır. Anlattıklarına verilen tepkilerle de kendi ahlak kuralları ile ilgili bir karara varır. Zihninde kararları netleştikçe soruları azalır. Bu yüzden arkadaşları ile ilgili anlattıkları her ayrıntıyı arkadaşlık problemi olarak görmemelisiniz. Bu aslında sizinle belki bilerek belki de bilmeyerek yaptıkları gözlem paylaşımı, niyet sorgulama ve fikir alışverişidir. Bu sebeple yaşadığı sorunları önce kendisinin çözmeye çalışmasına imkan verilmeli.
Çocuklar bu dönemde akıllarından çok duyguları ile iletişim kurarlar.
Bu dönemde çocuklar iyi ile kötü arasında bir ayrım yapmaya çalışırlar. Önceki yıllardaki gibi anlatılanı anlamak yerine kendi başlarına anlamak isterler. Ahlaki etkinliklerde yetişkin görüşü yerine kendi gözlem ve değerlendirmelerine göre karar vermek isterler. Çatışmalar da çoğunlukla bu yüzden çıkar. Kabullenmek onları tatmin etmez, kendi iç terazilerindeki doğruyu ararlar. Sınıf içinde, evde ya da arkadaşlık ilişkilerinde sık sık duyduğumuz ¨Ama bu haksızlııık!¨ cümlelerinin sebebi genellikle bundandır.
Bu dönemde çocuklarınıza, öğrencilerinize, topluma önder olmuş, ilham vermiş, erdem sahibi insanların hayatlarını ve hikayelerini anlatabilirsiniz. Bunu bir ders anlatır gibi değil de sıradan bir zamanda sohbet eder gibi anlatmak, fikir alışverişinde bulunmak her zaman daha etkili. Başkalarının erdemlerini öğrenen çocuklar, toplum hayatına kendi katkıları üzerine düşünmeye başlar. Bunun için, hikaye, gazete, film, dergi, internet kanalları gibi mecralardan yararlanılabilir. Örneğin ahlaki mesajları olan bir filmi birlikte izleyebilir, sonra onun üzerine sohbetler edebilirsiniz. Ya da gündemde tutmak istediğiniz konu ile benzeşen bir hikaye okuyup hikayeyi birlikte tartışabilirsiniz.
Çocukların zihninde ahlak, adalet, hak v.b. kavramların yerleşebilmesi uzun bir süreç. Bu konuda çoğu şeyi tecrübe ederek öğreniyorlar. Hem de aynı konuda bir çok kez. Bu süreçte çocuğa eğitim veren yetişkinin ya da yetişkinlerin -ebeveyn ya da öğretmen – adil, kararlı ve tutalı olması işin anahtarı.